CHP Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Gölge Bakanı Erhan Adem, Bugün Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Cumhurbaşkanlığı bünyesinde, Tarım ve Gıda Politikalarına dair bir kurulun oluşturulması ile ilgili açıklama yaptı. Adem, “Yeni kurulan bu yapının görev tanımlarına bakıldığında, gıda güvenliği, üretim planlaması, su kaynaklarının etkin kullanımı, biyogüvenlik politikaları ve tarımsal destekleme gibi temel konuların bu kurulun yetki alanına girdiği görülmekte. Ancak burada akla gelen asıl soru şudur: Zaten bu konular Tarım ve Orman Bakanlığı’nın asli görevleri arasında değil miydi? Eğer bu Bakanlık, çiftçinin, üreticinin, tüketicinin, doğanın ve halk sağlığının korunması konusunda yetersiz kalıyorsa, hâlâ neden var?” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi Tarım ve Orman Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Bugün yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın işlevsiz hale geldiğini ve tarımı yönetme yetisini kaybettiğini bizzat iktidarın ilanıdır. Gıda güvenliğiyle ilgili politika geliştirmek, üretim ve tüketim alışkanlıklarını iyileştirmek, su kaynaklarını yönetmek ve tarımsal üretimi planlamak zaten bir bakanlığın asli görevleri değil midir? Eğer Tarım Bakanlığı bu görevleri yerine getiremiyorsa ve bu yüzden yeni bir kurul oluşturuluyorsa, o zaman Tarım Bakanlığı neden hâlâ var?

Belli ki iktidar, gıda fiyatlarını kontrol altına alamayan, tarımda ithalat bağımlılığını bitiremeyen, üretim maliyetlerini düşüremeyen ve Türk tarımını her geçen gün daha kötüye götüren Tarım Bakanlığı’nın bu işi yapamadığını anlamış. Ancak anlamadıkları şey, meselenin yeni kurullar kurmak değil, tarıma bakış açısını değiştirmek olduğudur. Eğer hâlâ tarımı yalnızca ithalat politikalarıyla yönetmeye çalışıyorsanız, üreticiyi desteklemek yerine ithalat lobilerinin çıkarlarını düşünüyorsanız, hangi kurulu oluşturursanız oluşturun, sonuç değişmeyecektir.

Gerçek mesele, yetkinin nerede olduğu değil, bu yetkinin nasıl kullanıldığıdır. Eğer tarım politikalarını yönetenler, Türk çiftçisini kendi tarlasında rekabet edemez hale getirmişse, üretici maliyetler altında ezilirken ithalat kapıları sonuna kadar açılmışsa, tarım toprakları betonlaşmaya teslim edilmişse, su kaynakları hoyratça tüketiliyorsa ve biyogüvenlik politikaları rant odaklı yürütülüyorsa, bu sorunu bir kurul oluşturarak çözemezsiniz.

Bizim size önerimiz çok basit: Tarım ve üretim hakkında gerçekten hiçbir şey bilmiyorsanız, en azından daha fazla zarar vermeyin! Çiftçinin alın teriyle, gıda güvenliğiyle, halkın sofrasındaki ekmekle daha fazla oynamayın. Yapabileceğiniz en iyi şey, Türkiye’yi ithalata mahkûm eden bu politikalarınızdan vazgeçmektir. Türk çiftçisini desteklemediğiniz, üretimi planlamadığınız ve tarımı gerçekten millî bir mesele olarak görmediğiniz sürece hangi kurulu kurarsanız kurun, sonuç değişmeyecek. Çünkü sorun yetkinin nerede olduğu değil, sorunu çözmek için samimi bir iradenin olup olmadığıdır.”